bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      İtki gücünü nükleer reaktörlerden alan, dolayısıyla tamamen havadan bağımsız kabiliyete sahip; geniş bir gövdeye ve istediği an bir şehri haritadan silecek silah yüküne sahip, oldukça gelişmiş, üretim ve operasyonel olarak oldukça maliyetli denizaltı sistemleri nükleer denizaltılardır. Bu kabiliyete erişebilmek için, önce nükleer santral yapabiliyor olmanız gerekmektedir. Çünkü, daha önce de söylediğim gibi, bu sistemin kalbi nükleer santralden oluşmaktadır. Suyun arıtılması, personelin hava ihtiyacının sağlanması başta olmak üzere, bir sürü hayati sistem de nükleer güç ile karşılanmaktadır. İnşa süresinde çekirdeğe konulan nükleer materyal ile denizaltı, ömrü boyunca herhangi bir yakıt değişikliğine ihtiyaç duymamaktadır. Şöyle düşünün... Suya battığı an, dünyadan kopan ve 3-6 ay boyunca da tespit etmenin oldukça güç olduğu derinliklerde düşmanını vurmak için bekleyen bir savaş platformunuz var. Çok, çok stratejik bir sistem olduğunu ekstra belirtmeme gerek yok sanırım. Tabii ki bu teknolojide başı Ruslar ve Amerikalılar çekmekte. Fransa, Birleşik Krallık, Çin ve Hindistan, Arjantin ve Brezilya da bu teknolojiyi kullanmaktalar/kullanacaklar.